top of page
Search
Writer's pictureSecil Ural

York Gezi Rehberi

Mayıs ayı ilk haftası Pazartesi gününün tatil olması (Bank holiday) demek, benim için İngiltere'de nereye kaçsam nereyi görsem demek.


Tatili fırsat bilip, uzun zamandır gezi listemde olan ve hakkında bir hayli güzel şey duyduğum, ülkenin kuzeyindeki Yorkshire bölgesinde bulunan 'York' şehrine gittim.


York

York Trivia:


- İsmini hangi ünlü şehre verdiğini belirtmeme gerek yok sanırım. Hollandalıların elinde olan Amerika'daki New Amsterdam şehri, 17 yy'da İngilizler tarafından ele geçiriliyor ve madem şehir artık bizim, ismi de bizim olsun diyerek, şehre yakın zamanda kral olacak James Stuart, yani Duke of York'un adı veriliyor.


- York, birçok araştırma ve anket sonucuna gore İngiltere'nin en yaşanılası ve güvenli yeri seçilmiş.


- 71 AD'de Romalılar tarafından kurulan şehir, gezdiğiniz her noktada aradan yüzyıllar geçmiş olmasına rağmen Roma İmparatorluğu etkisini hissettiriyor.


Jorvik Viking Festivali, her yıl Şubat ayı düzenleniyor.


- 9 yyda Viking hakimiyetine de girmiş ve hatta Vikinglerin kuzey Avrupa ile olan ticaret anlaşmaları nedeniyle o dönemde önemli bir nehir limanı haline gelmiş. Sonrasi zaten malumunuz İngiliz imparatorluk donemi.






- Eski şehrin etrafı tamamen şehir surlarıyla çevrilmiş: Ülkedeki en iyi korunmuş tarihi duvar olmakla birlikte zaten York "sur şehri" olarak da biliniyor.


York Şehir Surları

- Şehir, Stirling Köprüsü Savaşı'ndan sonra William Wallace tarafından İskoçlar adına işgal edilmiş. Enteresan bilgi: Yasalara göre, York sınırlarında bir İskoç'u vurma hakkınız var, ama sadece ok ve yayla :) Bu da bana biraz şehir efsanesi geldi, ay zaten gercek olsa da kıyamam ben canim İskoçlara. Edinburgh yazımı bekleyin, anlaticam İskoçya sevdamı.


Guy Fawkes Inn / Pub

- V for Vendetta filmine de konu olan, 1605'te İngiliz Parlemento'sunu barutla havaya uçurma (Gunpowder Plot) girişiminde bulunan Guy Fawkes, doğma büyüme York'lu. Hatta adına açılmış pub, şehrin en gözde mekanlarından biri. Her 5 Kasım'da her tarafta atılan yüzlerce havai fişeğin (Bonfire Night) inanılmaz gürültüsünde de anıyoruz kendisini.



York'un en kısa sokağının ismi


- "Whip - Ma - Whop - Ma - Gate": York'taki en kısa sokağın ismi. Dalga geçmiyorum, adı gerçekten bu. 'Ne bu ne de diğeri' anlamına geliyormuş.


- Judi Dench, isminin önünde bi de Dame var - kraliyet unvanı bile aldı güzide insan, ünlü York'lulardan. Adına sokak ismi de vermişler.





Nasıl gidilir?


Londra King's Cross İstasyonu'ndan York'a direk tren var, yaklaşık 2,5 saatlik süren nefis bir doğa manzarasını izleyerek York'a varabilirsiniz. Bilet fiyatı gidiş dönüş yoğunluğa ve tatil günlerine göre ortalama £80-100 arası değişiyor.


Nerede kalınır?


Trenle seyahat ettiğim tatillerde genelde istasyona yakın bir otelde kalmayı tercih ediyorum. Bu sefer de geleneği bozmayarak, York tren istasyonuna 5 dklık yürüme mesafesinde olan Alhambra Court Hotel'de kaldım. Ortalama otel fiyatları gecelik £70-£90 arası değişiyor.


Nerelere gidilir?

Şehri keşfetmek için başlangıç noktası, şehri domine eden, devasa ve görkemli görüntüsü ile York Minster. İngiltere'deki en büyük ortaçağ yapılarından olan bu fazlasıyla gotik katedral 12 yydan beri ayakta, yapımı da 250 yıl sürmüş. Zaten önünde durup havaya bakarak, sen mi büyüksün ben mi diye bir cümle kuramıyorsunuz, zira kendisi hem çok büyük hem çok eski hem de gotik mimarisi inanılmaz güzellikte detaylara sahip. Siz de benim gibi, elinize kahvenizi alıp bu görkemli yapıyı olabildiğince inceleyebilirsiniz.


York Minster

İçeriyi dolaşmak ise ücretli, dilerseniz 275 merdiveni tırmanarak en tepeye çıkıp şehri yukarıdan seyredebilirsiniz. Normalde duomo/katedral gibi yapıların içini gezmemezlik yapmam ama dürüst olmak gerekirse içeriye kısa süreli girip baktığımda öyle ekstra ilgimi çekecek bir durum göremedim. Sanırım artık fazlasıyla katedral gezdiğim için hepsi aynı geliyor (!). Dışardan izlemesi keyifli işte, dolanın etrafında. (Bu nasıl bir travel blog ya, verdiğim tavsiyeye bak)



Katedralin hemen yanında yakışıklı bir antik adam heykeli gözünüze çarpabilir. Sakin olun, kendisi Constantin the Great. York, 1 yyda Romalılar tarafından kurulmuş ve Constantin ise Roma imparatorluğunu 4 yyda burada ilan etmiş.


Tam karşısında ise o zamanlardan kalma bir Roman Column var, şehir duvarları dışında Romalılardan kalan tek şey bu sanırım.




York'u enteresan yapan ne sence derseniz, kesinlikle antik şehir surları. Tabii ki Romalılar tarafından inşa edilmiş ve eski York şehrini tamamen çevreleyen bu duvarlar İngiltere'de orta çağdan bu yana tamamı muhafaza edilmiş tek antik duvarı olma özelliğini de taşıyor. 4 km uzunluğunda, gözünüzde büyümesin tüm yolu yürüyebilirsiniz. Şehir manzarası ve duvarların etrafındaki yaşamı izlemek benim şahsen çok hoşuma gitti.


York Şehir Surları

Antik duvarı olan şehrin kalesi olmaz mı? Evet, bir York Castle var ancak şehir duvarları yüzyıllarca koruyan zaman, şehrin kalesine o kadar da iyi davranmamış.


Clifford Kalesi


Clifford Tower, kaleden geriye kalan tek yapı olmakla birlikte geriye kalan alanı York Castle müzesi haline getirmişler.



Normanlar zamanında (12 yy) King Herry tarafından yaptırılan bu kule, hapishane, darphane ve yaklaşan düşmanları tespit etme amaçlı kullanılmış.







En tepeye çıkarsanız (ki ben o kadar soğuk ve yağmura rağmen üşenmedim çıktım çünkü baya etkilendim yapıdan, bi de English Heritage kartımla bedava girdim keh keh), şehrin panaromik görüntüsünü görebilirsiniz. Hemen karşısındaki York Castle Museum'un ise 600 yıl öncesinin gündelik hayatını anlatan bir teması var.



Clifford Kalesinin içi

Şehrin küçük ve tarih kokan ara sokaklarında kaybolmak için ise istikamet Shambles.

Bu dar ve tarihi sokaklarda birçok butik, dükkan, çay salonları ve pub'lar mevcut. Betty's Tea Room, Ye Old Pub, Guy Hawkes. Viking tarihi ile ilgileniyorsanız, bu bölgede bulunan Jorvik Viking Center'a uğrayıp York'un Vikinglerin York'taki yaşamını görebilirsiniz.


The Shambles sokakları

Bana daha fazla tarihi bina/müze ver diyenler için gidilecek birkaç yer daha sıralıyorum size: Guildhall (adından anlaşıldığı gibi, esnafların biraraya geldiği yer, şu anki bina 15.yydaki halinin replikasıymış, zira kendisi 1942'deki büyük yangında kül olmuş), Mansion House (belediye başkanının, yani Lord Mayor'ın evi, tarihi tasarımıyla ünlü), Treasurer's House (Ortaçağdan kalma konak, 300 yıllık antik eşya, tablo, seramik vs var), Fairfax House (Bir başka ortaçağ evi, Georgian mansion)


York'ta girdiğim ve iyiki de zaman ayırmışım dedim tek müze ise National Railway Museum. Tren istasyonunun tam karşısında yer alan bu müzede, kraliyet ailesinin kullandığı trenleri (bazıları küçük bir saray, büyük nenemiz Queen Elizabeth'inki çok sadeydi), dünyanın en hızlı buharlı lokomotif treni Mallard, Londra-Edinburgh rotasının meşhur treni Flying Scotsman ve Japonların saatte 210 km giden "bullet train" yanı ön burnu mermi şeklinde olan sürat treni Shinkansen'i de görebilirsiniz.


Ulusal Demiryolu Müzesi

Yorkshire Museums & Gardens ise Ouse nehri kenarında bulunan ve içerisinde bir zamanlar kuzey İngiltere'deki en güçlü ve zengin manastırı olan St Mary's Abbey'in de kalıntılarının yer aldığı bir park.


Yorkshire Gardens

Biraz daha park görmek istiyorum, kendimi yeşilliğin içine atmak istiyorum derseniz, şehir merkezine 10 dklik yürüme mesafesindeki Rowntree Park'a nehir kenarından yürüyebilirsiniz.


Ne yenir?


York'a gidip de Yorkshire Pudding yemeden dönmüyoruz. 'Puding' adına aldanmayın, bizim bildiğimiz öyle çikolatalı puding falan değil. İngiltere'nin puding adinda bambaşka ve enteresan (daha dogrusu garip) yemekleri var. Bunları ayrı bir yazıda detaylı açıklıcam - beni bekleyin!


Sunday Roast

Özetle, İngiliz arkadaşlarımızın her Pazar bir yemek ritüeli var: Sunday Roast. Peki ne yiyorlar? Rosto et, patates, haşlanmış sebze (brokoli, havuç gibi), gravy dedikleri et sosu ve Yorkshire pudding (un, sut ve yumurtadan yapılan yumuşak ekmek) Bunu yemek için illa Pazar'ı beklemenize de gerek yok, York'ta her pub menüsünde mevcut.






İlk defa York'ta rastladığım Yorkypud Wrap ise, bu Sunday roast'un fastfood haline getirilmiş hali. Yukarıda bahsettiğim tüm yemekleri, Yorkshire puddingi tost makinesinde 'lavaş'vari şekilde düzleştirip, içine de tüm malzemeleri koyarak yapılan bir Sunday roast durumu. Ah İngiltere, sen de döner durum kafasına geliyosun ya, gözlerimi yaşarttın.



Beş çayı için Betty's Tea Rooms

Beş çayı durumu malum, gidebileceğiniz en bilinen yeri Betty's Tea Room. Önceden mutlaka rezervasyon yaptırmanız gerekiyor, baya meşhur çünkü.



Café olarak öğle yemeği ya da kahve seçenekleri için ise önerilerim: The Perky Peacock (nehir kenarı kale içi otantik ve samimi bir kafe, sandviçleri güzel), Brew & Brownie (kahvaltı için burası, mükemmel scrambled eggs - çırpılmış yumurta- yapıyorlar), Spring Espresso (içtiğim en güzel flat white'lardan biriydi).





Ne içilir?


Bira sevenler hadi yine iyisiniz! York'ta 350'nin üstünde pub ve bir o kadar farklı bira ve ale seçeneği var. İngiltere'nin bira cenneti deniyormuş bu sebeple.

En bilindik ve en eski pub'ı ise Ye Olde Starre Inne, 1644'te açılmış. The Golden Fleece, yine çok eski bir pub ve York'un perili yeri olarak biliniyor, neymiş efendim pub'ın eski sahibinin hayaletini görmüş insanlar, gözümle görmeden inanmam (Of hayalet peşimize düşmesin şimdi neyse ok perili yer olsun). Guy Fawkes Pub, bahsettiğim gibi isme adanmış ve güzel ale seçenekleri olan bir yer.


York Gin Company

Siz de benim gibi, ne birası ya bana cin getirin diyenlerdenseniz, o zaman yeriniz The Evil Eye. Nazar değmesin dediğimiz bu barın önündeki aynı isimli dükkanın ön camında yüzlerce cin çeşidini görünce burası cennet olmalı dedim.


York Gin Campany ise, York'un ilk cinini üreten imalathanenin dükkanı. İçeride cin yapım ham madesi ve damıtım şekli gibi bilgi alabilceğiniz gibi, York cinlerini de tadabiliyorsunuz. Hayatımda ilk defa kakaolu cin denedim, tadı viskiyi andırıyordu.






York, gezmesi keyifli bir şehir. Eğer yolunuz düşerse, iki günde rahatlıkla heryerini görebilirsiniz. Elinizde bu rehber de var, daha ne olsun :)


Son olarak yazımı Yorkshire bölgesinden bir deyişle bitiriyorum (çok dramatik oldu):

"Yorkshire Born n Bred, So Tek Thi Find Mi, Or Bugger Off"


Sevgiler,

Seçil


436 views0 comments

Recent Posts

See All

Comments


bottom of page